Bursa altın tepsi

İçinde mi ikram edildi?

Bursa’nın seçim bilançosu ile ilgili olarak yazdığım yazı, siyasi cephede epey ilgi gördü. AK Parti kanadından arayanlar ise Bursa’da seçimlere katılmayan 505 bin 650 seçmen ile geçersiz oy kullanan 77 bin 452 seçmenle ilgili bilançolarda bilgilerin yer alıp almadığını merak ettiklerini ifade ettiler.

Evet, benim elime ulaşan ve AK Parti’nin 31 Mart Bursa seçimleriyle ilgili hazırlandığı söylenilen envanter ve mizan sonrası hazırlanan bilançoda AK Parti’nin 2019 yılındaki yerel seçimlere göre 2024 seçimlerinde alınan oyları arasında tam tamına yüzde 11.27 oranlı oy kaybı var.

Rakamlar şöyle; 2019 seçimleri 898 bin 292 oy. 2024 seçimleri 693 bin 031 oy. Seçmen sayısındaki artış ise 210 bin 431 kişi.

Seçmen sayıları dikkate alınmadan yapılan hesaplamada ise AK Parti 2024 seçimlerinde 2019 yılındaki seçmen sayısı baz alınsa bile 205 bin 261 oy kaybına uğramış. Bunu bir kenara yazdık.

2024 seçimlerinin rakamlarına yeniden ve dikkatlice bir daha bakalım.

Bursa ili seçmen sayısı 2 milyon 388 bin 995 kişi

Sandık başına gidip oy kullanan seçmen sayısı 1 milyon 883 bin 345 kişi.

Sandık başına gitmeyen seçmen sayısı 505 bin 650 kişi.

Geçerli sayılan oy toplamı 1 milyon 806 bin 893 adet.

Geçersiz oyların toplamı 77 bin 452 seçmen.

Sandığa gitmeyenler ile geçersiz oy kullanan seçmen sayıları 583 bin 102 oy.

Yani, her dört seçmenden bir tanesi ya oy kullanmamayı yada geçersiz oy kullanmayı tercih etmiş.

Yüzde 23 civarında oy kaybı var. Nerede ise AK Parti’nin aldığı oyların yüzde 80’e eşit bir rakam çıkıyor karşımıza.

Bursa’nın seçmen sayısını yuvarlak hesap 2 milyon 400 bin kişi dersek, bu kayıp, pek çok siyasi partinin Türkiye genelinde aldığı oylardan bile fazla.

Birde iki aday arasındaki fark 167 bin 459 seçmen.

İşte bu durum, Bursa’nın siyasi yapısı, tepki oyları ve sandık boykotunun temeli.

Seçmenlerin sandığa gitmemesinin bahanesi, nedenleri ise neler?

İlk sırada ekonomik tepkiler, hayat pahalılığı yazılı.

İkinci sırada, emeklilerin beklentilerinin karşılanmayışı var.

Üçüncü sırada, adaylara ve partiye olan tepkiler yer almış.  (Bana göre, bu madde üçüncü değil, birinci sırada yer almalı idi.)

Çünkü, iktidarın, hükümetin yaptıklarını beğenmeyen seçmenler, sandık önlerine geldiği zaman iktidara destek olmaktan vaz geçiyorlar.

Bu durum, geçmişteki siyasi yapı ve mahalli seçimlerde seçmenlerin, hükümet edenlere verdiği mesajlardan belli.

31 Mart seçimlerini gidilirken de hükümet ile seçmen arasında zaten anlaşmazlıklar ve belirsizlikler vardı. Hükümet, bu konulardaki mesajların kendisine iletilmesine rağmen çözüm yerine ötelenmesi ve kulak ardı edilmesine yol açan uygulamalara imza atmıştı.

Düşünce neydi? Nasıl olsa bu seçmenler bize oy verip destek oluyorlar.

Ama, sandıklar açıldığında bu düşünce yıkılıp gitti. O seçmenlerin bazılarının ki, Bursa adına üzücü bir tablo, her 10 seçmenden 3 tanesi sandıkları boykot ettiği ortaya çıktı.

Bu durum Bursa’nın mevcut siyasi yapısını değiştirdi. 14 Mayıs seçimleriyle 31 Mart seçim sonuçlarını kıyaslama yapıldığı takdirde AK Parti Bursa’dan 1. Bölgede 2 vekil, ikinci bölgede de 2 vekil olmak üzere toplamda 4 vekil kaybediyor. Olayların özeti bu.

Şimdi, parti içinde veya partiye gönül vermiş olanların kendi aralarındaki konuşmalara kulak kabartırsak, kullanılan ifadelere göre AK Parti Bursa’da kazanması muhtemel bir Büyükşehir Belediye başkanlığı seçimlerini, halkın ve seçmenlerin uyarılarına kulak asmayıp altın tepsi içinde muhalefete teslim etti.

Buna dayanak olarak ise 28 Mayısta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yüzde 54 ile kazanılmasından hemen sonra, Kasım 2023 ayında yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, AK Parti’nin Bursa Büyükşehir seçimlerini kaybedeceğinin ortaya çıktığı araştırmalardan söz ediliyor. Böyle bir araştırma var mıdır? Yok mudur? Kamuoyuna açıklanmadığı veya bize iletilmediği, medyada yer almadığı için bilemiyoruz. Ama, gerek parti içinde gerekse halk arasında konuşulanlara göre, iddialara göre aday bazlı sorularda AK Parti’nin Büyükşehir seçimlerini kaybedeceğine dair bazı anketler varmış ellerinde.

Bilançoda zaten bunu destekler nitelikte sonuçlar çıkardı. Yankıları hala devam ediyor, edecek gibi.

Önceki günkü köşemde Borç Pankartları ve CHP’li belediyeler ile ilgili değerlendirmelerde bulunmuştum.

Yazının ana konusu Mustafakemalpaşa Belediye Binasına asılan borç pankartı idi. Bunu örnek gösterip, CHP’li Belediyelerin Bursa özelinde Nilüfer, Mudanya ve Gemlik Belediyelerine de aynı içerikli pankart asmalarının kamuoyu tarafından beklendiğini ifade etmiştim.

Konuya tek taraflı ve CHP’nin sürekli aynı terane hesabı yapıp kendi eksikliklerini göz ardı edip, başkasının eksiklikleri üzerinden politikalar üretmeye çabaladığına dikkat çekmiştim. Örnek olarak da Nilüfer ve Mudanya Belediyelerinde maaşların hala ödenmediğini yazmıştım.

Mustafakemalpaşa ilçesinin geçen dönem belediye başkanı Mehmet Kanar, köşe yazımla ilgili şu mesajı gönderdi. Yorumsuz olarak sizlere iletiyorum. Kirmastı Çayında sanırım daha çok sular akacak.

“Elinize sağlık, güzel bir yazı olmuş. Teşekkür ederim.

Aynı zamanda gelirleri asmaması, velev ki bu dönemde tüm borç bana ait olsa bile, bu dönemde kazanılan arsa ve mülklerin asgari tutarının bu borcun kaç katını karşıladığını, mart ayının sonuna kadar ödenen maaşların, bu ortamda bile neden Nisan da ödenemediği, acaba bu borç sebep gösterilerek işçi çıkartmalarının devamını, seçim sathında 150 kişiyi işe alma sözleri mi yatmakta...bunlar da zamanla soracağımız inşallah sorular olacak.”